20 Nisan 2014 Pazar

Kiraze-Solmaz Kamuran

Kitap Adı: Kiraze

Yazar: Solmaz Kamuran

Yayınevi:  İnkılap Yayınları

Sayfa Sayısı: 390 sayfa

Benim Puanım:  9/10

Neden bu kitap?

Bahar Şenliği kapsamında listemde elimde olmayan ve almam gereken kitaplar vardı. Ben o kitapları almaya hazırlanırken, kuzenim kendi kütüphanesindeki bazı kitapları sığmadığı için bana vermeyi teklif etti ve birkaç tanesini önceden aldım(koliler dolusu kitap olduğundan öncelikle on tanesini kendim alabildim :D ). Bu kitapta o kitapların arasındaydı. Açıkçası o anda alırken yazarlara ve kitaplara bakmadan alıp eve gelmiştim, ancak sonra kitapların kapak arkası yazılarını okudukça ilgimi çekti kitap. Hazır almam gereken kitaplar olduğunu düşünce listedeki bazı planladığım kitapları çıkarıp mevcut kitaplarımdan okumak daha karlı geldi. Ve hiç de pişman olmadım okurken :)

Kitabın konusu

İspanya' da kurulan Engizisyon mahkemelerinden kaçan birçok Yahudi aile Osmanlı topraklarına Konstantinapolis' e sığındığı dönemlerden başlıyor kitap. Kiraze' nin yani gerçek adı Ester' in ailesi de bu göçen ailelerden biri. Kiraze' nin farkı ise aklı ve cazibesi ile önce Hürrem Sultan' ın gözüne girip, ardından da Safiye Sultan' a akıl hocalığı yaparak sarayda kendisine ve ailesine yer açıyor. Ancak 88 yaşındayken patlayan bir sipahi isyanı ile kendisinin ve üç oğlunun başı kesiliyor.

Kitap nasıl ilerledi?

Tarihi romanları seven bir insan olduğumdan gerek öncelikle konusu benim için ilgi çekiciydi. İspanya' da başlayan bir macera ve Osmanlı' da sonlanan bir hikayeden oluşuyor, ancak daha önce okuduğum tarihi romanlardan bence biraz farklıydı. Sadece Kiraze' nin ya da ailesinin bulunduğu yerin dışında, ilgili tarihlerde İngiltere, Fransa, Venedik, İspanya, Osmanlı ve daha birçok ülkede yaşanan olayları da oldukça kısa ve öz bir şekilde yapıyor. Kitapta II.Bayezid zamanından başlayıp, III. Murad döneminde sonlanan hikayede, harem entrikaları, Müslüman-Hristiyan çekişmeleri, kadınların taht üzerindeki etkisi gibi birçok konuda işlenmiş. Ayrıca yazarın okuduğum ilk kitabı ve kalemine hayran kaldım, hem bu kadar zengin bir konuyu bu kadar akıcı bir dille işlemiş hem de olaylar arasında muntazam bir geçiş sağlamış.

Kitap bana neler kattı?

Daha önceden İngiltere tarihine ait Boleyn Kızı serisinden birkaç kitap ve Osmanlı' ya ait birkaç kitap okumuştum. Ancak hepsi ayrı ayrı kitaplardı ve tarihlerin sırasını hatırlayıp olayları birleştirmek oldukça zordu benim için. Oysa bu kitap bütün olayları kafamda toparlamam yardımcı oldu. Gereksiz bilgiler yerine sadece temel olaylara deyinmiş olması ve bu olayların kronolojik sırasından oldukça basit bahsedişi ise okumamı oldukça kolaylaştırdı. Bu kitap kısaca bana ne kattı dersek;

-Tarihi açıdan bilgilerimi toparlamama oldukça yardımcı oldu
-Yahudiler' in yaşadıklarına dair ve yaşayışlarına dair ilginç bilgiler öğrendim
-Literatürüme yeni ve sağlam bir yazar kazandım
-Bahar Şenliğin için ise  okumadığı kadın yazardan kitap okuyacağımız 6. kategoriyi tamamlayarak 20 puan kazandım:)

Altı çizilesi yerler...

"Mutluluk ne tuhaf bir şeydi... Mutlu olmak için bir yığın mutsuzluğu, acıyı yaşıyordu insan; ağır, çok ağır bedeller ödüyordu ve sonra mutlu olduğunda o geçmişi hatırlayıp tekrar acı çekiyordu. Salt mutlu olmak diye bir şey belki de yoktu. Ama salt mutsuzluk vardı. Bundan emindi."



15 Nisan 2014 Salı

Beyoğlu' nun En Güzel Abisi-Ahmet Ümit

Kitap Adı: Beyoğlu' nun En Güzel Abisi

Yazar: Ahmet ÜMİT

Yayınevi:  Everest Yayınları

Sayfa Sayısı: 412 sayfa

Benim Puanım:  9/10

Neden bu kitap?

Doğum günümde yani taa kasım ayında çok sevdiğim bir çiftten hediye gelmişti. Hatta hediyemi verirken "Okumadığın ne vardır diye baya düşündük, en sonunda yeni çıkanlardan okumadığına karar verdik. Birkaç arkadaş tavsiyesiyle seveceğini düşünerek aldık sana. Zaten kütüphanende Ahmet Ümit' in birkaç kitabı da varmış. Sevmesen almazdın." şeklinde sevimli bir açıklama da yapmışlardı :) Kitabın bana hediye edildiği sırada Oblomov' u okumaya heveslendiğimden erkek arkadaşım bu kitap okumak istemiş ve ona vermiştim. Ama unutmuşum benim kadar hızlı kitap okumadığını(nedeni yoğunluğunun fazla olması-laf da ettirmem!) , derken anca yeni elime geçti kitap ve Bahar Şenliği kapsamında listede kendisine bir yer bulabildim.

Kitabın konusu

Ahmet Ümit' in daha önce iki kitabını okumuştum Sultanı Öldürmek ve İstanbul Hatırası. Her iki kitabı da beğenmiştim. Kendine özgü bir kitap yazma sanatı olduğuna inandığım yazarlardan biri. Bu kitabında da bu yazma sanatına uygun olarak yine aynı karakterler vardı. Başkomiser Nevzat, Komiser Ali, Kriminolog Zeynep ve tabi ki birçok cinayet. Beyoğlu' nda özellikle Tarlabaşı' nda geçen bir olayla karşımızda bu defa Nevzat Başkomiser ve ekibi. Tarlabaşı' nın eski İstanbul zamanlarındaki hali ve günümüzdeki halini anlatarak ilerlemiş. Önceki kitaplarında da beni en çok yazarın İstanbul' u anlatışı etkilemişti. İstanbul tarihi hakkındaki ince bilgisi, olaylara bakış açısı ve karakterleri oluşturmadaki başarısı beni yazarın üslubuna hayran bırakmıştı. Ama bu kitabında beni kalbimden vurdu desem yeri! Kitabı okurken bir sayfasında yakın zamanda yaşadığımız bir güncel olayla karşılaşınca öyle bir şaşırdım ki... Ve kitabın ilerleyen kısımlarında ülkemizde özellikle 2013 senesinde yaşanmaya başlayan birçok güncel olayı kitabın içine o kadar güzel serpiştirmiş ve romanı cinayet romanı olmaktan çıkarmış ki, beni kendisine hayran bıraktı!

Kitap bana ne kattı?

Öncelikle sadece bir cinayet romanı değildi,  günümüz Türkiye' sinde ve geçmiş Türkiye' deki yaşanan olayların insanlar üzeridneki etkisini o kadar güzel işlemişti ki anlatacak kelime bulamıyorum. Bu nedenle öncelikle bana çok keyifli bir zaman geçirtti. 

Ardından Bahar Şenliği' nin 1. Kategorisini tamamlamama yardımcı oldu ve eğlenerek haneme 10 puan daha ekledim! :)

Altı çizilesi yerler...

O kadar çok yeri çizmişim ki seçmek oldukça zor oldu bunu bilin :)

"...Evet, artık yaşlanmıştı Beyoğlu. Üstelik güzel bir yaşlanma değildi bu. İnsanlar iyi bakmamışlardı ona, yabancı seyyahların bir zamanlar dünyanın en çekici kadını olarak tarif ettikleri bu benzersiz yerin, vakitsiz çökerek adeta bir acuzeye dönüşmesi için ellerinden geleni yapmışlar. Ancak barbarlara yakışır bir açgözlülükle, yüzyıllık binaları yıkmış, zarif sokakların canına okumuş, zaten küçük olan meydanlarını iğrenç apartmanlarla doldurmuşlardı. Hala cazibesini koruması, bırakın korumayı, ayakta durması bile mucizeydi."

9 Nisan 2014 Çarşamba

Montaigne-Denemeler

Kitap Adı: Denemeler

Yazar: Montaigne

Yayınevi:  Akvaryum Yayınları

Sayfa Sayısı: 303 Sayfa

Benim Puanım:  9/10

Birçoğumuzun özellikle lise yıllarınan duyduğu meşhur deneme türündeki kitaptır , Montaigne' nin Denemeler'i... İlk defa 1580 yılında yayımlanan kitap, adeta hümanist kültürün önemli kaynaklarından biri olduğu söyleniyor. Yıllardır okumak istediğim ama sürekli ertelediğim ve erkek arkadaşımla ortak kullandığımız kütüphanede okunmayı bekleyen bir kitaptı benim için. Özet şeklinde olan bu yayını okuduktan sonra söylediğim ilk cümle "Sevdiğim başka bir yayından tam metinli halini almalıyız!" oldu. Ben bunca yıl bu kitabı neden okumayı ertelemişim??

Kitap bir deneme türü olmasının dışında, felsefe, cinsellik, din, sağlık, eğitim gibi birçok farklı alanda görüş bildiriyor. Ne kadar uzak geçmişte yazılmış olursa olsun hemen her kelimesine hak vermemek mümkün değil! Özellikle Türklerle ve Osmanlı Devleti ile bahsedilen bazı kısımlar bönbürlenmeme de yol açmadı değil hani :)

Kitap nasıl ilerledi? Bana neler kattı?

Minik minik hikayelerden oluşan öykü kitaplarını oldum olası sevemedim, belki de bu kitaba yıllarca yaklaşamama sebebim buydu. Ancak her okuduğum denemenin tadı damağımda kaldı, her sayfayı en az iki defa okudum. Kısacası kolay ilerleyen bir kitaptı. Ancak dediğim gibi Akvaryum Yayınlarına ait olan bu basım tamamen özet niteliğinde olmakla birlikte, yazım yanlışlarının fazlalığı nedeniyle sizi bol bol sinir edebiliyor, ara sıra devrik cümlelere katlanmanıza yol açabiliyor. Bu nedenle özellikle mümkünse başka bir yayınevinden çıkan basımlarını okumanızı önerebilirim.

Bana neler kattığına gelirsek; öncelikle birçok filozof adı ve denemelerin arasına sıkıştırılan birçok hikayeyi öğrenmiş oldum. Özellikle bazı konularda yazdıklarını okurken Montaigne' nin kendi içimden geçenleri okuyormuş gibi hissettim, ki bu da beni ayrıca mutlu etti. Ancak bana kattığı en büyük şeyin özellikle ölüm ve insan ilişkilerinde karşılaşılan sorunlara karşı olan bakış açısıydı. Ölümün doğalar gereği olduğunu anlatması, insanların kalbinin kırılmaması gerektiği ve empatinin ne kadar gerekli olduğundan bahsetmesi kalbimi fethetti.

Tüm bunların dışında Denemeler' i okuyarak Bahar Şenliği kapsamında 9. Kategorimi tamamlamış, uzun süredir kütüphanemde beni bekleyen kitabımı okumuş ve 20 puanı kazanmış bulunuyorum :)

Altı Çizilesi Yerler...

Geldik can alıcı yere... Çünkü o kadar çok yerin altını çizdim ki bu kitapta... En iyisi arasından size rasgele seçerek iki alıntı yapmak...

"Biz çok şaşkın varlıklarız. Birisi için hayatını işsiz güçsüz geçirdi deriz; bugün hiçbir şey yapmadım deriz. Bir şey yapmadım ne demek? Yaşadınız ya! Bu sizin yalnız başlıca işiniz değil, en güzel, en şerefli işinizdir. " (sayfa 23)

"Doğrusunu söyleyelim ki biz erkekler, hemen hepimiz kendi günahlarımızdan çok, karılarımızın günahlarından gelecek ayıptan korkarız. Bir erkek kendi vicdanından çok karısının vicdanı üzerine titrer. Ne fadakarlık öyle değil mi?" (sayfa 104)